İzleyici ve popülarite anlamında ibre hala absürt ve seviyesiz komedilerden yana görünse de Türk Sineması uluslararası platformda adından söz ettirebilecek kalitede, dikkat çekecek derecede imge ve derinlik yüklü yapımlar da çıkarmıyor değil son zamanlarda. Şüphesiz bu akımın öncülerinin izinden gelen yönetmenlerden birisi de Reha Erdem.
İşte Erdem'in Kosmos'tan bir önceki filmi Hayat Var da ülkemizde yeterince olmasa da Avrupa'da birtakım festivallerde göze çarpmış ve övgüler almış bir film. Kısa bir süre önce izleme şansı bulduğum film için benim görüşlerim de oldukça olumluydu.
Film, Hayat adında bir ortaokul öğrencisinin hayatını, İstanbul portreleri ve Arabesk esintileri eşliğinde anlatıyor. Hayatı okuldan ve evden ibaret olan Hayat, annesinden boşanmış olan babası ve ciğerlerinde ileri derecede hastalığı bulunan yarı-yatalak dedesi ile birlikte yaşamaktadır. Babası para kazanmak için yasadışı faaliyetlerde bulunurken kızını da çoğu zaman kendi başına bırakmaktadır. Her ne kadar Hayat'ın ailevi sorunları okuluna da aksetmişse de Hayat bu hayattan sığınacağı tek yer olan okulunu da bırakmak istemez.
Hayat'ın okul ve ev yaşantısında çevresindeki karakterlerle farklı farklı ilişkileri vardır ve filmdeki her bir ilişki ayrı bir yan hikaye niteliği taşımaktadır aynı zamanda. Film de Hayat'ın hayatındaki bu hikayeler üzerine kurulu bir yol izler.
Filmin ayakta tutan bu hikayelerden her birinin kendi içinde barındırdığı tutarlılıklar ve hikayelerin özgünlüğü filme ayrı bir güç katıyor şüphesiz. Bunun yanında Erdem'in filminde çizdiği karakterler oldukça güçlü ve çelişkisiz. Görüntü yönetimi boyutundaysa İstanbul'u bu denli iyi kullanabilen yönetmen sayısı çok çok azdır ve Erdem bu filmiyle bu isimler arasında önemli bir yer edinmiştir kendine. Sahnelere ilmek ilmek dokuduğu İstanbul manzarasının üzerine serpiştirdiği Arabesk müziklerin filme kattığı alaturka tatsa eşine az rastlanır cinsten. Ses yönetimi sadece müzikleriyle değil her yönüyle de eksiksiz bir film Hayat Var.
Burada son bir parantez açıp yazıyı noktalamak lazım. Sanat filmi deyince çoğu izleyicinin yıkılmaz önyargıları vardır ve hemen herkesin aklına uzun, sıkıcı, anlamsız yapımlar gelir. Evet, sanat filmi senaryosuyla ya da performanslarıya izleyiciyi doyurmak niyetinde değildir ancak bir filmin kalitesini sadece senaryo ya da oyunculuklar belirlemeyebilir. Önemli olan izleyicinin sinemadan ne beklediğini bilmesidir ve kendisinden övgüyle bahsedilen her filme tam not vermek için giderse seyirci, filmden ne beklediğinden zerre haberi yok demektir.
Öte yandan "sanat filmi" kavramının arkasına sığınarak saçma sapan işler çıkaran nice yönetmenler vardır ki oluşan bu önyargılar sebebiyle giyotine gitmesi gerekenler sanat filmleri değil bu insanlardır. Oysa ki sinemanın kendisi bir sanattır ve izleyiciyi etkisi altına alabilen her şey, bu etkinin sebebinin ne olduğunu kat'i surette bilmeye gerek olmaksızın, iyi bir sanat eseridir.
Sonuç itibariyle Hayat Var benim nezdimde iyi bir filmdir ve vakit oldukça bu blogda daha çok yer bulacaktır.
0 Yorum - Yorum Yaz:
Yorum Gönder