Hayallerinize hiç olmadığınız kadar yakınken... Onlara parmak uçlarınızla dokunabilmiş ve sahip olmanıza ramak kalmışken...
Aşk... İhanet.... Kıskançlık... Ve bencillik.
Köşelerinde 4 kişi bulunan 2 aşk üçgeni.
Ve parmaklarınızla dokunarak sıcak yüzünü hissettiğiniz hayalleriniz bu duyguların farklı bedenlerde depreşmesiyle ellerinizden kayıp giderken...
Ne yapardınız?
David Aames(Tom Cruise), varlıklı ve bekar bir erkektir. Babasından miras kalan şirket, 7 kişilik bir kurul tarafından işletilirken, o da şirketin şımarık ve umursamaz patronu rolünde gününü gün etmektedir. Bir gün, evinde verdiği bir partide, en yakın dostu Brian'ın(Jason Lee) yeni arkadaşı Sofia'yla(Penelope Cruz) tanışır. Sofia'dan oldukça etkilenen David'in gözü başkasını görmez. Oysa O'nun peşinde de eski flörtü Julie(Cameron Diaz) vardır.
David'le Sofia birbirine yakınlaşırken, David'in aşığı Julie içten içe yaralanmakta ve kıskançlığı gitgide artmaktadır. David'in yakın arkadaşı Brian'sa yeni kız arkadaşı Sofia'yı David'in elinden almasıyla yaralanmıştır. Brian'la Julie arasında geçen bir konuşma Julie için bardağı taşıran son damla olmuştur.
Bir sabah Sofia'nın evinden çıkan David, kapıda kendisini bekleyen Julie'yi görür. Julie onu arabasına davet eder, David istemeden de olsa biner. O arabaya bindikten sonra, David'in hayatı eski haline asla dönmeyecek bir biçimde değişecektir.
O arabaya bindikten sonra değişen yeni hayatında David sadece Sofia'ya olan aşkıyla değil, aynı zamanda şirketin başında bulunan ve şirketi elinden almak isteyen -7 cüceler ismini taktığı- 7 kişilik kurul ve iç dünyasındaki problemleri çözmesi için görüşmek zorunda kaldığı psikolog Dr. McCabe'le(Kurt Russell) olan terapileriyle mücadele etmek zorundadır.
O arabada yaşananlarla kırılma noktasına gelen film, bu noktadan sonra yarı hayal-yarı gerçek bir biçimde ilerlemeye başlar.
Hayallerin sarhoşluğuyla gerçeklerin sarsıcılığı, rüyaların mayhoşluğuyla uyanıklığın sancıları arasında zikzaklar çizerken size adım attığınız dünyanın ne tarafta olduğundan emin olamamanın verdiği gerilimi yaşatan film, her şeyi açıklığa kavuşturmadan önce mümkün olduğunca karmaşık hale getirmeyi tercih eden bir yol izler.
Kısa kısa notlar:
Filmin Fragmanı:
6 Yorum - Yorum Yaz:
Abre los ojos'u izledikten sonra bunu izlesen büyük ihtimalle beğenmezsin. Aynı zamanda ilk önce bunu izlediğin için orjinalini izleyince beğenmeyebilirsin, o da olabilir. orjinaller yüzde 90 daha güzel oluyor bence. Bilmiyorum imdb puanına güvenir misin, Abre los ojos 7.8, vanilla sky 6.9
Ben öncelikle IMDb puanına itibar ederim aslında ancak ben de bu filmi tavsiye üzerine izlemiştim ve arkadaşım özellikle Vanilla Sky'i önermişti, Abre Los Ojos'tan sonradan haberim oldu.
Gene de izlersem beğeneceğimi umuyorum çünkü Vanilla Sky'i izleyeli de uzun bir süre oldu, hem üzerinden geçmiş olurum.
Hayırlı olsun Kubilay yeni farkettim bu sayfayı takipteyim ;)
Sağol Yusuf,
Eski blog, sadece adresi ve temayı değiştirdim.
Güncel ve popüler filmleri Sinemabed'e yazmak istiyorum gene. Burası yazılarda biraz daha seçici olduğum blog :)
önce vanillia sky'ı sonra abra los ojos'u izlemiştim. orijinalini daha çok beğendim. zira bana mevzunun özünü daha iyi tartışıyor gibi gelmişti. ama psikoanalizi yalayıp yutmuş bir arkadaşım ısrarla vanillia sky'ın daha derin olduğunu savunmuştu. bence sadece daha şaşalıydı. işte böyle..
Ben de Abra Los Ojos'u izlemek için çok fazla bekledim sanırım. Onu izlemeden yorum yapmam doğru olmaz ama Vanilla Sky en azından söylediğiniz gibi gösteriş bakımından farklıdır.
Yorum Gönder